ÇİN SANATI NEDİR?
Dünyada devam eden az sayıdaki geleneksel sanatlardan biri olan Çin Sanatı, 7000 yıl öncesine dayanmaktadır. İmparatorluk ailesinin güçlü olduğu dönemlerden bu yana devam ettiği de söylenebilir (Örneğin Ming ve Sung zamanından bu yana). Çinli sanatçılar oyma sanatı, heykel, şiir, bronz, kaligrafi, resim ve mimarlık dallarıyla ilgileniyorlardı. Çin resmi ve kaligrafi sanatları birbirlerine oldukça yakın sanatlardı; fırça, mürekkep, kağıt ya da ipek malzemeler gibi malzemeler kullanılıyordu. Evrenin karmaşık ahenginin kurallarından ve evrenin ruhundan ilham almaktaydılar. Çin sanatının tüm dallarında görülen sembolizm ve kompozisyonlardaki elemanların tümünün eşit önem taşıması ilgi çekicidir. Güzellik soylu bir tema olmaksızın asla varolmaz.
TERRAKOTA
ŞİAN - UNESCO Kültür Mirasları listesinde bulunan Terra Kotta askerleri, 1970' li yıllarda ilk kez bölgede süren kuraklık sırasında kuyu açmak üzere çalışan 4 işçi tarafından bulundu ve önceden hakkında kesin bilgi olmayan yer altı ordusunu ortaya çıkarmak için arkeolojik çalışmalar başlatıldı.
Askerler ve mezar bölgesinin keşfine müteakip başlatılan çalışmalar, bu askerlerin sıradan toprak asker ve heykeller olmadığını da ortaya çıkardı. Zira yaklaşık 8 bin kişilik olduğu tahmin edilen dev yer altı ordusu, dönemin silahları, topraktan atları ve diğer araç ve gereçleriyle birlikte gömülmüş.
Terra Kotta'ların en büyük ve şaşırtıcı özelliklerinden biri ise her birinin yüzünün farklı olarak yapılması.
TERRAKOTALARIN TARİHİ
İmparatorun mezarı ve Terra Kotta askerleri günümüzde hala gizemini koruyan dünyadaki eşsiz eserlerden biri olmasının yanı sıra yapılışındaki gizemleri ve azametiyle de ilginç bir hikayeye sahip.
Tarihçiler, Terra Kotta'ların M.Ö. 210 yılında yapıldığını savunuyor. Çin'de "ilklerin imparatoru" olarak bilinen Çin Şı Huang, dönemin Cao beyliğinde doğmuş ve birçok beylikten oluşan tüm coğrafyadaki Çin uluslarını ilk kez birleştirerek tek devlet adı altında toplayan imparator unvanı alan ilk lider olarak tarihe geçmiş.
![]() |
İmparator Çin'in 13 yaşında tahta geçtiği, aynı zamanda Çin Seddi'nin inşasını da başlatan imparator olduğu belirtiliyor.
Yapımında 700 bin civarında işçinin çalıştığı dev mezar 37 senede yapılmış. Bölgede 600 civarında yer altı ordusunun bulunduğuna benzer çukur olduğunu belirten uzmanlar, henüz bunlardan 25'inin açıldığını kaydediyor.
Açılmayan birçok çukurun hala gizemini koruduğu ifade edilirken, bazı çukurların askerler dışında dev odalardan oluştuğu, bazılarının ise boş olduğu belirtiliyor.
TOPRAK ASKERLERİN GİZEMİ
İmparatorun ordusunda bulunan binlerce askerin heykeli, kıyafetlerinden ten rengine kadar, yüzleri bire bir taklit edilerek yapılmış. Halen küçük bir bölümü gün ortaya çıkarılan askerlerin tamamı, heykellerin kimyası halen çözülemediği için gün yüzüne çıkarılmıyor.
İmparatorun ordusunda bulunan binlerce askerin heykeli, kıyafetlerinden ten rengine kadar, yüzleri bire bir taklit edilerek yapılmış. Halen küçük bir bölümü gün ortaya çıkarılan askerlerin tamamı, heykellerin kimyası halen çözülemediği için gün yüzüne çıkarılmıyor.
Bunun başlıca nedeni ise heykellerin bir hafta içinde orijinal hallerini kaybederek toprak rengine dönüyor olmaları. Uzmanlar, bu dönüşümün nedenini belirlemeye çalışıyor.
Dev yer altı ordusundan bugüne kadar iki bin civarında askerin gün yüzüne çıkarıldığı, ancak boya ve renk hususunun hala gizemini koruması nedeniyle 6 bin civarındaki askerin yerleri tespit edildiği halde gün yüzüne çıkarılmadığı belirtiliyor.
![]() |
Terra Kotta askerlerinin halen üç ayrı çukurda sergilendiği belirtilirken, çukurlardan en büyüğü ağırlıklı olarak piyade askerlerin heykellerinden oluşuyor.
ORDU SAVAŞA HAZIR Bu gizemli ordu ayrıca sıradan bir şekilde dizilip, gömülmemiş. Farklı rütbelerde ve sınıflarda olan askerler dönemin en ileri savaş nizamına ve stratejisine uygun şekilde, savaş meydanında savaşa hazır konumda duruyor.
Ordu, okçu birlikleri ile öncü, orta ve arka birliklerin yanı sıra destek birimlerinden oluşuyor. Çukurların birinde de imparatorun merasim taburu kendi düzeni içinde bulunuyor. Askerlerin yanında döneme ait 10 bin civarında bronz silah da duruyor.
Dev yer altı ordusu bir define olarak nitelendiriliyor ve içerisinden çıkan unsurlarla o dönemin teknoloji, sanat ve kültür dünyasına ışık tuttuğu belirtiliyor.
![]() |
Terra Kotta savaşçıları olarak da adlandırılan askerlerin ellerinde savaş öncesi hazır durumda tuttukları silahlarla gömüldüğü, silahların gerçek ve bronzdan olması nedeniyle günümüze kadar bozulmadan ulaşabildiği ifade ediliyor.
Toprak askerlerin yapılış tekniğinin de dönemin teknolojisinin ne kadar ileride olduğunu gösterdiğine dikkat çekiliyor. Her bir asker ve atın kile şekil verilmek suretiyle yapıldığı, ardından heykellerde açılan bir delikle 300 ile 900 derece arasında fırınlandığı belirtiliyor. Uzmanlar, deliklerin yüksek sıcaklıklarda çömleklerin patlamaması için açıldığını ve daha sonra kapatıldığını kaydediyor.
![]() |
Taş askerler imparatorun dev mezarının sadece 1,5 kilometrekarelik alanını oluşturuyor.
JAPON SANATLARI
ORIGAMI
Origami, geleneksel Japon kâğıt katlama sanatıdır. "Origami" sözcüğü, katlamak
anlamındaki "oru" fiili ve kâğıt anlamındaki "kami" sözcüklerinden oluşmaktadır. Origami
sanatında, tek bir parça kâğıdı çeşitli şekillerde katlamak yoluyla kâğıda farklı biçimler
vermek amaçlanır. Biçimler oluştururken kâğıt kesilmez, parçalanmaz veya tutkalla
yapıştırılmaz. Her yaştan kimsenin rahatlıkla yapabileceği bir sanat olması dolayısıyla,
Japonya’da en yaygın ve sevilen el sanatlarının başında gelmektedir.
SADOO
http://www.youtube.com/watch?v=Oi34GYP_yz8&ytsession=b7-kmHP8P0ufWbUqCaOqBG2z293zoFZwCaPpBgL6wYS4aKOXtAr2ltbZJeIU8m6jBZrAGJcL8E0FqBSd_lyUWGaXVsbISqCoXxtxO7_jMFJRJx7gTuQhSXe5pTYqnPwuugDoc1xY1K4RKdP-b7kZZwDZ_fj7r_RWcqD3tByIz12GGy4WJgRGibZDgQkT2BqB_Hr8Bit3E8n1wFd8mqnJidBuJwn9MVRysYKrFc8Jwfic4YxLg5Qc9kc9t0L9iOdBpdvroUDBmzTCxVFr1uq23jBMuR1Qs9qi
Sadoo (veya diğer adlarıyla Çadoo, Ça-no-yu), geleneksel Japon çay seremonisi
sanatıdır. "Sadoo" sözcüğü, çay anlamındaki "sa" ve yol anlamındaki "doo" sözcüklerinden
oluşmaktadır. Kökeni Zen Budizmine dayanan bu sanat, günümüzde geleneksel Japon
sanatları içerisinde önemli bir yere sahiptir.
Çay seremonisi, özel olarak yapılmış ve düzenlenmiş çay odalarında (chaşitsu) icra
edilir. Çay seremonisi sırasında birçok farklı malzeme ve obje kullanılır. Sadoo, kuralları
oldukça katı olan bir sanattır. Gerek çayı sunan kişinin, gerekse seremoniye misafir olarak
katılan kişilerin bilmesi ve uyması gereken pek çok kural bulunmaktadır. Çay seremonisini
başarıyla gerçekleştirebilmek uzun yıllar süren bir eğitim ve tecrübe gerektirir. Bu sanatta
birçok farklı ekol bulunmaktadır.
SHODOO
Shodoo, geleneksel Japon güzel yazı (kaligrafi) sanatıdır. "Shodoo" sözcüğü, yazı
anlamındaki "sho" ve yol anlamındaki "doo" sözcüklerinden oluşmaktadır. Kökeni Çin’e
dayanan bu sanat; Heian döneminden (794-1185) itibaren, bir Japon sanatı olarak kendine
özgü bir çizgide gelişimini devam ettirmiştir.
Shodoo, Japonya’da okullarda öğretilen bir sanattır. İlkokul müfredatında zorunlu
ders olan shodoo; ortaokul ve liselerdeyse seçmeli ders olarak verilmektedir.
Shodoo; özel fırça, kâğıt, mürekkep (veya mürekkep taşı) yardımıyla yapılır. Diğer
birçok geleneksel Japon sanatında olduğu gibi, shodoo’da da kişinin ustalık düzeyini
ölçmek için yapılan çeşitli sınavlar ve başarılı olanlara verilen ustalık dereceleri vardır.
KADOO
Kadoo (veya diğer adıyla İkebana), geleneksel Japon çiçek düzenleme sanatıdır.
"Kadoo" sözcüğü, çiçek anlamındaki "ka" ve yol anlamındaki "doo" sözcüklerinden
oluşmaktadır. Kadoo sanatında; çeşitli çiçek, dal ve bitkilerin uyumlu bir şekilde
kompozisyonu amaçlanır.
Temeli Budizme dayanan bu sanat, 15.yüzyıldan itibaren bir Budist ritüeli
olmaktan çıkarak bağımsız bir sanat haline gelmiştir. İlerleyen dönemlerde ise, farklı ekol
ve anlayışlar ortaya çıkmıştır.
RAKUGO
Rakugo, geleneksel Japon güldürü sanatlarından birisidir. "Rakugo" sözcüğü,
düşmek anlamındaki "raku" fiili ve kelime anlamındaki "go" sözcüklerinden oluşmaktadır.
Bu sanatı icra eden kişilere "rakugoka" adı verilir. Sanatçı, sahnede bir minderin
üzerine oturur ve çeşitli esprili konuşmalar yaparak seyircileri güldürür. Bu sanatta, usta-
çırak ilişkisi çok önemlidir. Rakugo sanatçıları, çoğunlukla bir ustanın yanında yetişir ve
ustalarından aldıkları bir sahne ismini kullanırlar. Bu sanatı babadan oğula devreden ve
nesiller boyu rakugo ustası yetiştiren aileler de bulunmaktadır.
Sanatın geçmişi oldukça eskilere dayanmakla birlikte, popülerlik kazanması
17.yüzyıldan itibaren olmuştur. Son yıllarda, rakugo sanatının İngilizce başta olmak üzere
çeşitli dillerde de uygulamaları görülmektedir.
KABUKI
Kabuki, geleneksel Japon sahne sanatlarından birisidir. "Kabuki" sözcüğü,
etimolojik olarak eğilmek, bükülmek anlamındaki "kabuku" fiilinden türemiştir. Ancak, bu
sözcük günümüzde şarkı, dans, beceri anlamlarına gelen üç karakterle yazılmaktadır.
Kabuki, tiyatro, dans ve şarkının iç içe geçtiği bir gösteri sanatıdır. 2009 yılında UNESCO
tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dâhil edilmiştir.
Kabuki, 1600’lü yıllarda Şinto tapınaklarında yapılan dini bir dans olarak ortaya
çıkmıştır. Önceleri kadınlar tarafından icra edilen bu sanat, daha sonra sadece erkeklerin
yaptığı bir gösteri haline gelmiştir. Kabuki, özellikle 17. yüzyıldan itibaren Japonya’da
büyük bir popülarite kazanmıştır.
Kabuki; sahne dekoru, sanatçıların performans özellikleri, oyunların konusu gibi
bir çok açıdan kendine has özellikler taşıyan bir sahne sanatıdır.
HAIKU
Dünyanın en kısa şiiri olarak da bilinen haiku, Japon edebiyatına özgü bir şiir
formudur. Haiku, her bir mısrası 5-7-5 hece ölçüsüyle yazılan ve toplam üç mısradan
oluşan bir şiir şeklidir. Şiir içerisinde muhakkak mevsime ilişkin bir ifadenin bulunma
zorunluluğu, haiku’yu diğer şiir türlerinden ayıran önemli bir özelliğidir. (Son yıllarda,
serbest vezinle ve mevsim ifadesi kullanmadan yazılan haiku şiirleri de yeni bir tarz olarak
popülerlik kazanmıştır.)
Haiku şiirinin en önemli temsilcisi; hiç şüphesiz, Matsuo Bashoo (1644-1694)’dur.
Girişte yer alan şiir, dünyanın belki de en meşhur haiku şiiridir. Şiirde geçen kurbağa figürü
ilkbaharı simgelemekte ve bu şekilde mevsim ifadesi yerini de tutmaktadır.
Batıda haiku şiirinin tanınması ve yaygınlaşmasıyla, Japonca dışındaki diğer
dillerde de haiku şiirlerinin yazıldığı görülmektedir.
Ülkemizde haiku şiirinin başarılı uygulayıcılarının başında ise Orhan Veli Kanık
gelmektedir.
UKİYO-E
tahta blok baskı yöntemiyle yapılan japon resim sanatı.
değişken dünyanın resimleri * anlamına gelmektedir.
16. yüzyıldan sonra yapılmaya başlanmış, çoğunlukla güncel hayata dair tasvirler, manzaralar, tarihsel olaylar vs. işlenmiştir.
SADOO
http://www.youtube.com/watch?v=Oi34GYP_yz8&ytsession=b7-kmHP8P0ufWbUqCaOqBG2z293zoFZwCaPpBgL6wYS4aKOXtAr2ltbZJeIU8m6jBZrAGJcL8E0FqBSd_lyUWGaXVsbISqCoXxtxO7_jMFJRJx7gTuQhSXe5pTYqnPwuugDoc1xY1K4RKdP-b7kZZwDZ_fj7r_RWcqD3tByIz12GGy4WJgRGibZDgQkT2BqB_Hr8Bit3E8n1wFd8mqnJidBuJwn9MVRysYKrFc8Jwfic4YxLg5Qc9kc9t0L9iOdBpdvroUDBmzTCxVFr1uq23jBMuR1Qs9qi
Sadoo (veya diğer adlarıyla Çadoo, Ça-no-yu), geleneksel Japon çay seremonisi
sanatıdır. "Sadoo" sözcüğü, çay anlamındaki "sa" ve yol anlamındaki "doo" sözcüklerinden
oluşmaktadır. Kökeni Zen Budizmine dayanan bu sanat, günümüzde geleneksel Japon
sanatları içerisinde önemli bir yere sahiptir.
Çay seremonisi, özel olarak yapılmış ve düzenlenmiş çay odalarında (chaşitsu) icra
edilir. Çay seremonisi sırasında birçok farklı malzeme ve obje kullanılır. Sadoo, kuralları
oldukça katı olan bir sanattır. Gerek çayı sunan kişinin, gerekse seremoniye misafir olarak
katılan kişilerin bilmesi ve uyması gereken pek çok kural bulunmaktadır. Çay seremonisini
başarıyla gerçekleştirebilmek uzun yıllar süren bir eğitim ve tecrübe gerektirir. Bu sanatta
birçok farklı ekol bulunmaktadır.
SHODOO
Shodoo, geleneksel Japon güzel yazı (kaligrafi) sanatıdır. "Shodoo" sözcüğü, yazı
anlamındaki "sho" ve yol anlamındaki "doo" sözcüklerinden oluşmaktadır. Kökeni Çin’e
dayanan bu sanat; Heian döneminden (794-1185) itibaren, bir Japon sanatı olarak kendine
özgü bir çizgide gelişimini devam ettirmiştir.
Shodoo, Japonya’da okullarda öğretilen bir sanattır. İlkokul müfredatında zorunlu
ders olan shodoo; ortaokul ve liselerdeyse seçmeli ders olarak verilmektedir.
Shodoo; özel fırça, kâğıt, mürekkep (veya mürekkep taşı) yardımıyla yapılır. Diğer
birçok geleneksel Japon sanatında olduğu gibi, shodoo’da da kişinin ustalık düzeyini
ölçmek için yapılan çeşitli sınavlar ve başarılı olanlara verilen ustalık dereceleri vardır.
KADOO
Kadoo (veya diğer adıyla İkebana), geleneksel Japon çiçek düzenleme sanatıdır.
"Kadoo" sözcüğü, çiçek anlamındaki "ka" ve yol anlamındaki "doo" sözcüklerinden
oluşmaktadır. Kadoo sanatında; çeşitli çiçek, dal ve bitkilerin uyumlu bir şekilde
kompozisyonu amaçlanır.
Temeli Budizme dayanan bu sanat, 15.yüzyıldan itibaren bir Budist ritüeli
olmaktan çıkarak bağımsız bir sanat haline gelmiştir. İlerleyen dönemlerde ise, farklı ekol
ve anlayışlar ortaya çıkmıştır.
RAKUGO
Rakugo, geleneksel Japon güldürü sanatlarından birisidir. "Rakugo" sözcüğü,
düşmek anlamındaki "raku" fiili ve kelime anlamındaki "go" sözcüklerinden oluşmaktadır.
Bu sanatı icra eden kişilere "rakugoka" adı verilir. Sanatçı, sahnede bir minderin
üzerine oturur ve çeşitli esprili konuşmalar yaparak seyircileri güldürür. Bu sanatta, usta-
çırak ilişkisi çok önemlidir. Rakugo sanatçıları, çoğunlukla bir ustanın yanında yetişir ve
ustalarından aldıkları bir sahne ismini kullanırlar. Bu sanatı babadan oğula devreden ve
nesiller boyu rakugo ustası yetiştiren aileler de bulunmaktadır.
Sanatın geçmişi oldukça eskilere dayanmakla birlikte, popülerlik kazanması
17.yüzyıldan itibaren olmuştur. Son yıllarda, rakugo sanatının İngilizce başta olmak üzere
çeşitli dillerde de uygulamaları görülmektedir.
KABUKI
Kabuki, geleneksel Japon sahne sanatlarından birisidir. "Kabuki" sözcüğü,
etimolojik olarak eğilmek, bükülmek anlamındaki "kabuku" fiilinden türemiştir. Ancak, bu
sözcük günümüzde şarkı, dans, beceri anlamlarına gelen üç karakterle yazılmaktadır.
Kabuki, tiyatro, dans ve şarkının iç içe geçtiği bir gösteri sanatıdır. 2009 yılında UNESCO
tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dâhil edilmiştir.
Kabuki, 1600’lü yıllarda Şinto tapınaklarında yapılan dini bir dans olarak ortaya
çıkmıştır. Önceleri kadınlar tarafından icra edilen bu sanat, daha sonra sadece erkeklerin
yaptığı bir gösteri haline gelmiştir. Kabuki, özellikle 17. yüzyıldan itibaren Japonya’da
büyük bir popülarite kazanmıştır.
Kabuki; sahne dekoru, sanatçıların performans özellikleri, oyunların konusu gibi
bir çok açıdan kendine has özellikler taşıyan bir sahne sanatıdır.
HAIKU
Dünyanın en kısa şiiri olarak da bilinen haiku, Japon edebiyatına özgü bir şiir
formudur. Haiku, her bir mısrası 5-7-5 hece ölçüsüyle yazılan ve toplam üç mısradan
oluşan bir şiir şeklidir. Şiir içerisinde muhakkak mevsime ilişkin bir ifadenin bulunma
zorunluluğu, haiku’yu diğer şiir türlerinden ayıran önemli bir özelliğidir. (Son yıllarda,
serbest vezinle ve mevsim ifadesi kullanmadan yazılan haiku şiirleri de yeni bir tarz olarak
popülerlik kazanmıştır.)
Haiku şiirinin en önemli temsilcisi; hiç şüphesiz, Matsuo Bashoo (1644-1694)’dur.
Girişte yer alan şiir, dünyanın belki de en meşhur haiku şiiridir. Şiirde geçen kurbağa figürü
ilkbaharı simgelemekte ve bu şekilde mevsim ifadesi yerini de tutmaktadır.
Batıda haiku şiirinin tanınması ve yaygınlaşmasıyla, Japonca dışındaki diğer
dillerde de haiku şiirlerinin yazıldığı görülmektedir.
Ülkemizde haiku şiirinin başarılı uygulayıcılarının başında ise Orhan Veli Kanık
gelmektedir.
UKİYO-E
tahta blok baskı yöntemiyle yapılan japon resim sanatı.
değişken dünyanın resimleri * anlamına gelmektedir.
16. yüzyıldan sonra yapılmaya başlanmış, çoğunlukla güncel hayata dair tasvirler, manzaralar, tarihsel olaylar vs. işlenmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder